Ders: THUS 1024 İklim Değişikliği Koşulları Altında Su Kaynaklarının Sürdürülebilir ve Entegre Yönetimi
Suya erişimi olmayan ailelerde evsel kullanım ve içme için su bulma ve getirme görevi %80 oranla kadın ve kız çocuklarına ait. Bu bölgelerde kadınlar ve kız çocukları günde 8 saatlerini bu görev için harcıyorlar. Sürdürülebilir su kullanımı ise, suyun tekbir damlasının bile israf edilmeden çevre ile uyumlu olacak şekilde etkinkullanımının sağlanmasıdır. Bu kapsamda, su tüketim oranlarının azaltılıp,suyun etkin ve yeniden kullanımına ilişkin yöntemlerin belirlenmesi vesürdürülebilir su yönetimi için su tasarrufu modellerinin geliştirilmesi veuygulanması gerekmektedir. Bugün 783 bin km2′lik ülkemizin yaklaşık %80’i tarım ve orman alanıdır. Çölleşme hassasiyet haritamıza göre, sahip olduğu iklim ve topografya şartlarına bağlı olarak, ülkemizin yaklaşık dörtte biri (%22.5’i) yüksek çölleşme riski altındadır.
- Yapılan bir araştırmaya göre son yüz yılda 15 milyar ton suyu kaybettik.
- 50 yıllık gözlemlenen küresel yüzey tuzluluk değişimlerimiz, küresel iklim modellerindeki değişikliklerle birleştiğinde, yüzey ısınma derecesi başına% 8 ± 5 oranında yoğunlaşmış bir küresel su döngüsünün güçlü kanıtlarını sunmaktadır.
- Ayrıca, erozyon ve sedimantasyon gibi süreçlerle Dünya’nın jeolojik özelliklerinin yeniden şekillendirilmesinde rol oynar.
- Yeraltı suyu yüzeye dönebilir (örneğin kaynak olarak veya pompalanarak) veya sonunda okyanuslara sızabilir.
- İnsan kaynaklı faaliyetler sonucu ortaya çıkan atık suların %80ʼi arıtılmadan nehir ve denizlere akıtılıyor.
- Bütünleşik su kaynakları yönetiminin uygulanması (SDG6.5) için su kullanımına dair en az yukarıda tanımlanan temel performans göstergelerini izler ve raporlar.
- Çimento endüstrisi; tüketimi azaltmak, geri dönüşümü artırmak, kirliliği azaltmak (SDG6.3) ve suyla ilgili ekosistemleri (SDG6.6) ve tarım gibi suya bağımlı diğer endüstrileri korumak için su kullanımını yöneteceği aktif bir yaklaşım benimser.
- Su yönetimi; bütün canlıların ve sektörlerintaleplerini dikkate alarak, su kaynaklarının optimum faydalı kullanımlarınısağlayacak ve olumsuz etkilerini kontrol altına alacak politika geliştirme,planlama, kalite koruma, yatırım, izleme, izin verme, denetim, yaptırım vekoordinasyon faaliyetlerinin bütünüdür.
- Size özel çözümlerimiz hakkında daha fazla bilgi almak ve su kaynaklarınızı koruma konusunda destek almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
- Küçük su tutma önemleri, mavi-yeşil altyapı entegrasyonu ve kırsal alan uygulama tekniklerinin konuşulduğu ‘Teknik Çözümler’ oturumunda da yapılabilecek çalışmalar uzmanlar tarafından örnekleriyle birlikte ele alındı.
Toprak Sağlığını Koruma: Erozyon Kontrolü ve Organik Madde Artışı
Döngünün buharlaşma aşaması suyu arındırır ve daha sonra toprağı tatlı su ile doldurur. Ayrıca, erozyon ve sedimantasyon gibi süreçlerle Dünya’nın jeolojik özelliklerinin yeniden şekillendirilmesinde rol oynar. Yeryüzündeki su kaynaklarını okyanuslar, denizler, göller ve yeraltı suları oluşturur. Dünya’daki su hareket eder, biçim değiştirir, bitkiler ve hayvanlar tarafından kullanılır, fakat gerçekte asla yok olmaz. Su döngüsü, yağış, buharlaşma (Evapotranspirasyon), yer üstü ve yer altı akışları olmak üzere üç temel aşamayı içerir. Dünyadaki ve çevremizdeki hızlı gelişmelere bakıldığında Türkiye’nin sınıraşan suları konusunda karşılaşabileceği baskıların artma ihtimali yüksek görünmektedir.Bunları karşılamak için şimdiden atılması gereken adımlar arasında eğitim altyapısı ve kurumsal altyapının acil bir şekilde büyük bir revizyon ihtiyacı öne çıkmaktadır.
Geçtiğimiz Ağustos ayında Yamanlar Dağı’nda meydana gelen ve yüzlerce hektarlık alan ile binlerce ağacın alevlere teslim olduğu orman yangınının ardından ortaya çıkan sel ve taşkın risklerine çözüm aramak için harekete geçen Karşıyaka Belediyesi, konuyu bilimsel yaklaşım ile mercek altına aldı. Bu kapsamda Yuva Derneği’nin katkılarıyla ‘Su Yönetimi’ başlıklı bir panel gerçekleştirildi. Slovakya’dan panele katılan sürdürülebilir su yönetimi uzmanı Michal Kravčík ile haritalama ve peyzaj araştırmacısı Dipl. Tarımda kullanılan sentetik kimyasallar su kaynaklarının kirlenmesine sebep olabilir.
TARIM
Su yönetimi, doğal ekosistemi etkilediği kadar; sağlık, gıda üretimi ve güvenliği, evsel su sağlanması ve hijyeni, enerji ve sanayi açısından toplumu ve ekonomiyi de etkilemektedir. Bu nedenle, su yönetim sürecinde suyun tüm kullanım şekilleri, sektörler ve bunların arasındaki ilişkilerin birlikte düşünülmesi gerekir. Suyun çevreyle uyumlu ve entegre yönetimi, sürdürülebilir kalkınmanın yapıtaşlarındandır. Şekil 1’de su yönetimi için kullanılan örnek bir sistem modeli verilmiştir. Bu riski azaltmanınyolu mevcut kaynakların verimli kullanılmasından ve suyun yönetilmesindengeçmektedir. Sonrasında ise İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Orman Fakültesi akademisyenleri Prof. Dr. Cenk Durmuşkahya, Dr. Öğr.
- Geçtiğimiz Ağustos ayında Yamanlar Dağı’nda meydana gelen ve yüzlerce hektarlık alan ile binlerce ağacın alevlere teslim olduğu orman yangınının ardından ortaya çıkan sel ve taşkın risklerine çözüm aramak için harekete geçen Karşıyaka Belediyesi, konuyu bilimsel yaklaşım ile mercek altına aldı.
- Organik gübreler, bitkilerin ihtiyaç duyduğu besin maddelerini doğal bir şekilde sağlar ve toprağın yapısını iyileştirir.
- Çölleşme ve Kuraklık dünyada 169 ülkeyi ,yaklaşık 1,5 milyar insanı ve dünya kara alanlarının yaklaşık %25’ini etkilemektedir.
- Monokültür tarımına kıyasla çeşitli bitki türleri, daha az kimyasal gübre ve pestisit kullanımını gerektirir, bu da maliyetleri düşürür ve çevreye zarar vermeyen bir üretim sağlar.
- Suya erişimi olmayan ailelerde evsel kullanım ve içme için su bulma ve getirme görevi %80 oranla kadın ve kız çocuklarına ait.
- Su, bütün canlıları yaşamları boyunca hem kendisine bağlayan hem de onların yaşamlarını doğrudan etkileyen vazgeçilmez bir kaynaktır.
- Suyun bu hayati önemiyle beraber, aktif bir su yönetimi ve değişen çevresel, ekonomik, sosyal koşullara göre mevcut su politikaların güncellenmesi konusu dünya ajandasına ilk sıradan girmektedir.
- Ancak bu akademisyenler, yeryüzünden yükselen suyun nehirlere büyük katkıda bulunduğu inancını sürdürdüler.
- Tarım ve Orman Bakanlığı koordinesinde ‘Kaynaktan Musluğa Su Yönetimi’ konulu program düzenlendi.
- Bu durum su hizmetlerinde etkin bir yönetim sisteminin oluşturulması gerektiğini göstermektedir.
- Tarımda kullanılan sentetik kimyasallar su kaynaklarının kirlenmesine sebep olabilir.
- Bu nedenle, su yönetim sürecinde suyun tüm kullanım şekilleri, sektörler ve bunların arasındaki ilişkilerin birlikte düşünülmesi gerekir.
Daha yaygın yöntem, kütlenin korunumu ilkesine dayanır ve belirli bir rezervuardaki su miktarının kabaca sabit olduğunu varsayar. Bu yöntemle, kalma süreleri, rezervuar hacminin, suyun rezervuara girme veya çıkma hızına bölünmesiyle hesaplanır. Kavramsal olarak, bu, su kalmayacaksa rezervuarın boştan ne kadar süre doldurulacağını (veya su girmeyecekse rezervuarın ne kadar sürede boşaltacağını) zamanlamaya eşdeğerdir.
- İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZSU ile birlikte gerekli önlemlerin alınması için iş birliği içinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
- Söz konusu akademik çalışmaların raporlanması ve modere edilmesi sürecinde Alanya Üniversitesi ile akademik iş birliği yapılması kararı alındı.
- Bu makalede bahsedilen yöntemler, tarım pratiğinde daha etkili su yönetimi sağlayarak ekosistemimizin devamlılığını sağlamak adına atılması gereken adımları açıklamaktadır.
- Bugün mevcut su kaynakları, artan nüfus, küresel ısınma, tarım, sanayileşme ve kentleşme gibi unsurların tehdidi altındadır.
- Bu, su kıtlığını gidermek için tüm sektörlerde su kullanımının verimliliğini artırmak ve oluşan kirliliği azaltarak su kalitesini iyileştirmeyi içerir.
- Çimsa bugün yurt içinde Mersin, Eskişehir ve Afyonkarahisar’da bulunan 3 entegre çimento fabrikası ve yurt dışında İspanya Valensiya’da bulunan Buñol Beyaz Çimento Fabrikası ile üretim faaliyetlerini yürütüyor.
- Arazi kullanımının büyük bölümünü oluşturan tarım arazilerinin yüzde 59’u, meraların yüzde 64’ü, orman arazilerinin yüzde 54’ü çeşitli şiddette erozyona maruz kalmaktadır.
- Bu kapsamda özellikle su stresi olan alanlara odaklanarak çekilen su miktarları ve deşarj edilen suyun kalitesinin yönetilmesi planlanmalıdır.
Ülkemizde tabii çöl yok ancak coğrafi konum, iklim, topografya ve toprak şartları göz önüne alındığında arazi tahribatına ve kuraklığa karşı hassasiyeti yüksek bir ülkeyiz. Su yönetimi, ihtiyaç ve talepleri dikkate alarak, kaynakların optimum yararlı kullanımlarını sağlayacak ve kaynaklara olan olumsuz etkileri kontrol altına alacak politika geliştirme, planlama, izleme, denetim, yaptırım ve iyileştirme faaliyetlerinin bütünüdür. Ana muhalefetteki Demokrat Parti ve 5 küçük muhalefet partisinin, sıkıyönetim ilanının anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Yoon’un azli için meclise sunduğu önerge, 7 Aralık’ta yapılan oylamada nitelikli çoğunluğa ulaşılamadığı için reddedilmişti. Bir rezervuarın hidrolojik döngü içerisinde kalma süresi, su kütlesinin kendi suyunu yenileme süresi, bir su molekülünün bu rezervuarda geçireceği ortalama süredir (bitişik tabloya bakınız). Suyun atmosferde dolaşımı.[9] Adveksiyon olmadan, okyanuslar üzerinde buharlaşan su karada çökelemez. Karşıyaka Belediyesi, geçen yaz Yamanlar Dağı’nda meydana gelen orman yangınının binlerce ağaca zarar vermesi nedeniyle baş gösteren sel ve taşkın risklerine karşı, Slovakya’dan uzmanların katılımıyla panel düzenledi.
Herkesin bu konularda bilinçlenmesi ve uygulamalara geçmesi, gelecek nesiller için yaşanabilir bir dünya bırakmak adına bir zorunluluktur. Küresel sürdürülebilirlik uygulamalarının önemli maddelerinden biri su yönetimidir. Uluslararası ve ulusal düzeydeki tüm ülke, kurum ve kuruluşların ortak gayesi, su kaynaklarının korunması, verimli ve sürdürülebilir şekilde kullanılması ve geliştirilmesi için politikaların oluşturulması ve bu politikalara uygun olarak bir su yönetim modelinin belirlenmesidir.
Gerçek vaka senaryoları üzerine grup çalışmalarının da yapıldığı son oturumda, ilgili kurumların katılımıyla bir çalıştay düzenlendi. Bu çalıştayda İzmir’in su yönetimi stratejilerini somut ve uygulanabilir bir şekilde planlamak üzere detaylı değerlendirmeler yapıldı. Ortak akılla geliştirilen https://irfanbereketi.com/ bu öneriler, gelecekte benzer sorunlarla mücadelede önemli bir yol haritası oluşturacak. ‘Su Tutma Peyzajlarını Anlamak’ oturumunda söz alan Michal Kravčík ve Dipl.
Diğer kaynak yönetim türlerinde olduğu gibi, bu pratikte nadiren mümkündür. Yeraltı suyu yüzeye dönebilir (örneğin kaynak olarak veya pompalanarak) veya sonunda okyanuslara sızabilir. Su, yerçekimi kuvveti veya yerçekimi kaynaklı basınçlar altında, sızdığı yerden daha düşük bir yükseklikte kara yüzeyine geri döner. Yeraltı suyu yavaş hareket etme eğilimindedir ve yavaşça yenilenir, böylece binlerce yıl akiferlerde kalabilir. İzmir Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Dairesi Başkanı Müge Deniz Bal da İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin su tüketiminin yüzde 80’inin, kendi birimlerine ait olduğunu ifade etti.
Daha fazla bilgi ve detaylı danışmanlık hizmetleri için Canbel Tarım ile iletişime geçin. Sizlere daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerezlere yer veriyoruz. Arazi kullanımının büyük bölümünü oluşturan tarım arazilerinin yüzde 59’u, meraların yüzde 64’ü, orman arazilerinin yüzde 54’ü çeşitli şiddette erozyona maruz kalmaktadır.
Sürdürülebilir işletme, küreselde ve yerelde çevre, toplum ve ekonomi üzerinde minimum olumsuz ve maksimum olumlu etkiyle faaliyetlerini sürdüren girişimlerdir. Sürdürülebilir işletmeler çevresel, sosyal ve ekonomi alanlarında adil politikalara sahiptirler. Doğrusal ekonomiyi reddederek, döngüsel ekonomi anlayışı ile hareket ederler. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı destekler ve dahil oldukları iş kolu bazında aldıkları kararlara sürdürülebilirlik ilkelerini dahil ederler. Başka bir deyişle, bugünkü dünyanın ihtiyaçlarını, gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama kabiliyetinden ödün vermeden karşılamayı amaç edinirler.
Suyun bu hayati önemiyle beraber, aktif bir su yönetimi ve değişen çevresel, ekonomik, sosyal koşullara göre mevcut su politikaların güncellenmesi konusu dünya ajandasına ilk sıradan girmektedir. Bugüne kadar kısmi bir gelişme göstermiş ancak aynı alanda dünyadaki çeşitli ülkeler ve merkezlerdeki gelişmelerin çok gerisinde kalmıştır.Bu konu ele alınırken, ihtiyacın sadece uzmanlık veya akademik kariyer alanındaki eğitim programları ihtiyacı olmadığı dikkatlerden kaçmamalıdır. Su beton üretiminde doğrudan bir girdi oluşturmakla beraber, çimento üretim sürecinin bir hammaddesi değildir. Ancak çimento ve beton üretim süreçlerinde yer alan kum ve çakıl yıkama, ekipman soğutma sistemleri gibi yardımcı süreçler su kullanımına ihtiyaç duyar. Sektörün sahip olduğu su ayak izinin azaltılması, iklim değişikliğinin bir etkisi olarak önümüze çıkan su kizinin engellenmesine katkı koyan bir adım olacaktır.
Genel
Çimento endüstrisi; tüketimi azaltmak, geri dönüşümü artırmak, kirliliği azaltmak (SDG6.3) ve suyla ilgili ekosistemleri (SDG6.6) ve tarım gibi suya bağımlı diğer endüstrileri korumak için su kullanımını yöneteceği aktif bir yaklaşım benimser. Bütünleşik su kaynakları yönetiminin uygulanması (SDG6.5) için su kullanımına dair en az yukarıda tanımlanan temel performans göstergelerini izler ve raporlar. Su döngüsünü değiştiren insan faaliyetleri tarım, sanayi, atmosferin kimyasal bileşiminin değiştirilmesi, baraj inşaatı, ormansızlaşma ve ağaçlandırma, yeraltı suyunun kuyulardan uzaklaştırılması, nehirlerden su soyutlama, kentleşme olarak sıralanabilir. Akademisyen Michal Kravčík’in bilgi ve deneyimleriyle katkı koyduğu su yönetimi konulu panelin, çalışmaları için yol gösterici olacağını vurgulayan Başkan Yıldız Ünsal, “Nefes kadar değerli olan suyun önemini biliyor, yarınları daha yaşanabilir kılmak için bilimi rehber ediniyoruz” dedi.
Başta sanayileşme ve kentleşmenin yol açtığı kirlenmeler nedeniyle birçok su kaynağı kullanılamaz hale gelmiştir. Bu durum su hizmetlerinde etkin bir yönetim sisteminin oluşturulması gerektiğini göstermektedir. Son yıllarda su yönetimi alanında önemli gelişmeler yaşanmaya başlanmıştır. Etkinlik ve verimlilik gibi sorunlar gerekçe gösterilerek su hizmetlerinin özelleştirilmesi yönündeki talepler, daha sık dile getirilmektedir. Bu çalışmanın amacı, bütün canlılar için vazgeçilmez bir unsur olan suyun küresel ısınma ve iklim değişikliği sürecinde nasıl krize dönüştüğünü ve bu krizden çıkmak için ne tür önerilerin sunulduğunu irdelemektir. Atmosferik sirkülasyon, su buharını dünya etrafında hareket ettirir; bulut parçacıkları çökelme olarak büyür ve üst atmosfer tabakalarından düşer.
Biraz su zemine derinlemesine sızar ve tatlı suyu uzun süre depolayabilen akiferleri yeniler. Bazı sızmalar kara yüzeyine yakın kalır ve yeraltı suyu deşarjı olarak yüzey suyu kütlelerine (ve okyanusa) geri sızabilir. Bazı yeraltı suları kara yüzeyinde açıklıklar bulur ve tatlı su kaynakları olarak ortaya çıkar.
Leave a Reply